Buz hokeyinde kadın millilerimizi ekrana getirmeye devam ediyoruz. Onlarla hem buz hokeyi ile ilgili hem de buz hokeyi ile nasıl tanıştıkları üzerine sohbetlerimiz sürüyor. Değerli izleyenler, sevgili dinleyicilerimiz bu hafta genç yetenek milli buz hokey sporcusu sevgili Çağla bizlerle beraber. Çağla öncelikle hoş geldin.
Merhaba hoş buldum.
Nasılsın? Neler yapıyorsun?
İyiyim teşekkür ederim, siz nasılsınız?
Teşekkür ediyoruz, sonunda karşılaşabildik.
Evet, biraz öyle oldu.
Çağla öncelikle seni tanımakla başlayalım mı röportajımıza?
Tabii. 22 yaşındayım. Yaklaşık bir 10 senedir buz hokeyi maceram var. Amerika’dan katılıyorum bu yayına. Amerika’nın lllinois eyaletinde Chicago’dayım. Şu an tam zamanlı bir şirkette çalışıyorum ben pazarlama asistanı olarak. İşte antrenmanlarımı yapıyorum vesaire. Üniversite’de şu an 3. Sınıfa geçeceğim ben bir sonraki sömestrda. Çift anadal ve artı bir de yan dal okuyorum üniversitede şu anda, aynı zamanda da NCAA ile Lake Forest College’da buz hokeyi oynuyorum ve aslında NCAA ile kadın erkek buz hokeyi oynayan ilk Türk olarak tarihe geçtim demeyeyim ama ilk Türk’üm.
Bu da harika, oldukça gurur verici bir şey.
Evet, büyük bir adım Türkiye Buz Hokeyi için.
Türkiye Kadın Buz Hokeyi Milli Takım oyuncususun. Nasıl gidiyor? Neler yapıyorsun? O formayı giyiyorsun, özellikle yarışmalara, turnuvalara çıkınca hem de Türkiye adına.
Şöyle; ben ilk milli takıma 16 yaşında girmiştim, 2015 senesinde. Ve yani hani elim ayağım titriyordu ama geçen sene mesela milli takıma gittim, hala elim ayağım titriyor yani. Geçen sene gittiğimde 21 yaşındaydım, ilk girdiğimde 16 yaşındaydım hala elim ayağım titriyor, hala böyle ilk o sahaya çıktığımdaki o heyecan hiç değişmedi benim için yani hala ilk günkü gibi heyecanlı, elinden geleni yapmak isteyen bir Çağla var sahada. Milli formayı giymek tabii çok büyük bir gurur çünkü olabildiğince iyi temsil etmek istiyorsunuz tabii ki. O yüzden hani büyük bir yük ama dediğim gibi ben ve takım arkadaşlarım ve antrenörler, ekip olarak olabildiğince iyi bir şekilde temsil etmeye çalışıyoruz ülkemizi. O şekilde yani.
Tebrik ediyorum. Uzun zamandır da yurt dışında yaşıyorsun, nasıl özledin mi ülkeyi?
Çağla Çelik- Türkiye’yi çok özledim, özellikle yemeklerini çok özledim Türkiye’nin. İnanılmaz derecede yani dört gözle bekliyorum gerçekten dönmeyi Türkiye’ye. Ailemi de öyle, hepsini özledim yani.
Şimdi ailen burada yaşıyor, sen orada yaşıyorsun. Orada yaşamak ile beraber bir yandan da ülkemizi orada temsil ediyorsun. Ülkeyi de çok özlediğini dile getirdin, peki şunu sormak istiyorum; en çok hangi yemeği özledin?
Çok zor bir soru bu ama. Mantıyı özledim ama şimdi dönünce de mantı yemeyeceğim çünkü bir senedir ben et yemeyi bıraktım. O yüzden mantıyı artık bilmiyorum böyle vejetaryen mantılar varmış içine patates koyuyorlarmış, galiba onu yiyeceğim dönünce.
Peki, Çağla şimdi hani Amerika’da yaşıyorsun, orada bir hayat sürdürüyorsun aslında artık. Şimdi yakında gelme gibi planların var mı?
Yani tatil için gelme planım var işte bu 15-20 gün içerisinde, onun dışında hala önümde 2 senelik bir üniversite maceram var. O yüzden hani üniversiteyi tamamlamak istiyorum, bir de mümkünse yüksek lisansımı yurt dışında yapmak istiyorum. Yani Amerika olmak zorunda değil, Kanada da olabilir. Daha önce 3 sene de Kanada’da yaşadım, çok beğendim Kanada’yı, eğitimi de çok iyi. Belki Kanada olabilir ya da dediğim gibi Amerika olabilir. Bir yüksek lisans maceram olacak gibi. Yani 3 sene, 4 sene içerisinde kendimi temelli dönmüş görmüyorum ama kim bilir belki 4. Senenin sonunda temelli dönmüş olabilirim.
Anladığım kadarıyla sen yurt dışında kaldığın sürece hangi ülkeye gidersen git bizim ülkemizi de orada temsil etmeye de devam edeceksin gibi görünüyor.
Umarım evet. Planım bu.
Peki, biraz buz hokeyine gelmek istiyorum. Nasıl başladı bu serüven?
12 yaşımdayken başladı. Ben Anadolu yakasında oturuyorum İstanbul’da ve bir gün bir grup arkadaşla bir alışveriş merkezine gittik, daha sonra biri ortaya böyle bir fikir attı, dedi ki; niye kaymıyoruz? Madem buz pisti var, buraya kadar geldik kayalım dedi. Ondan sonra doğum günü partisinde biz buz pistine gittik, kaydık falan ondan sonra benim çok hoşuma gitti. Ertesi gün anneme dedim ki; anne lütfen tekrar gidelim, ben böyle bir şey keşfettim çok güzel vesaire diye. Sonra tekrar gittik. Sonra her gün ben kendi kendime okul sonrasında gitmeye başladım, orta okuldaydım o zaman. Orta okuldan her gün işte servisler kalkıyordu, biniyordum gidiyordum. Bazen eğitmenle çalışıyordum, bazen yalnız serbest seansta kayıyordum. Öyle öyle buz pateni kaymayı öğrendim. Daha sonra oradaki bir antrenör de dedi ki hani sen artık kaymayı öğrendin tam olarak, seni buz hokeyine başlatalım dedi. Ben zaten buz hokeyi yapmak istediğimi biliyordum çünkü işte böyle artık okuldan çıkıp servise bindiğim günlerden birinde geceye kadar kalmışım, 9’a kadar kalmışım. Bir baktım böyle hokeyciler kayıyor falan buzun üstünde. Benim de okul öncesinde 7 senelik bir bale geçmişim var, 7 sene boyunca bale yapmıştım.
Mehmet Efe Dinç– Daha küçükken.
Çağla Çelik- Evet. Çok küçükken başladım baleye ve 12. yaşımda bırakmıştım ben baleyi. Aslında yüzmeyle uğraşmak istiyordum ama babam çok sıcak bakmadı yüzmeye çünkü tek çocuğum ben ve takım sporu yapmamı istiyordu biraz sosyalleşmem açısından. Yüzmeye karşı bir şeyi yoktu tabii, bizim ailemizde de yüzücüler var ama bireysel spora karşı, takım sporu yap demişti. Ben de tamam o zaman buz hokeyi yapacağım dedim. Öyle o şekilde başladım yani. Daha sonra Avm’deki buz pistinden çıktım daha büyük, olimpik bir buz pistinde kaymaya başladım başka bir takımda. O şekilde gelişe gelişe yurt dışına küçük küçük adımlar atmaya başladım.
Peki şunu soracağım; ülkemizde ne yazık ki spor deyince akla ilk gelen futbol oluyor hem medyanın futbola çok fazla yer vermesinden kaynaklı, hem de ülkemiz olarak tabii futbolu da sevdiğimizden kaynaklı. Spor deyince herkesin aklına sanırım ilk gelen şey futbol oluyor. Şimdi yine ardından gelen hentbol, basketbol ve benzeri gibi spor dallarımız var ama buz hokeyi bunlar arasında çok daha geride kalıyor ülkemizde. Şimdi ülkemizde çok fazla yaygın bir spor dalı da değil. Senin o süreçte çalışmaların nasıl sürdü? Mesela buradayken tabi amatörce bir çalışma oldu ama yurt dışına çıktığında arada bir fark var mıydı? Ya da aradaki farklar nelerdi?
Ya bir kere aradaki fark uçurum. Onu bir baştan söyleyeyim, uçurum gibi bir fark var çünkü zaten birincisi; ben hem Kanada’da yaşadım hem Amerika’da yaşadım, Amerika da Kanada da bunun aslı yani bunun babası buz hokeyinin aslında. Ve hani Türkiye’de hala buz hokeyi amatör spor kategorisinde maalesef ki. Türkiye’de çok az kişi yok, ben oynuyorken az kişi vardı ama geçen sene ben pandemi olduğunda Türkiye’deydim ve kayma şansı buldum, bir takımda antrenman yapma şansı buldum ve buza girerken çıkarken böyle hani fark ettim ki hiç kimseyi tanımıyorum; o kadar çok küçük çocuk başlamış, o kadar çok böyle alttan gelen sporcu, orta yaşta başlayan sporcu, o kadar çok insan var ki hiç kimseyi tanımadığımı fark ettim neredeyse. Yeni antrenörler yetişmiş vesaire bu çok güzel bir haber yani ama tabi burada yoldaki beş kişiden üçünü çevirsen buz hokeyi oynuyor yani profesyonel oynamıyor tabii ama oynamış, kaymayı biliyor.
En azından sporu biliyor.
Evet, sporu biliyor tabii ki bir de hani mesela bir yere gittiğinizde futbol açık olmuyor ekranda yani buz hokeyi ve basketbol genelde açık oluyor aslında. Hani bu illa bir bara gittiğinizde değil, herhangi bir yere gittiğinizde de, restorana gittiğinizde de basketbol ve buz hokeyi genellikle açık oluyor.
Hele ülkemizde Fenerbahçe- Galatasaray maçı olduğu zaman, o zaman sen gör bizim burayı.
Tahmin edebiliyorum evet.
Şimdi Çağla tabii uzun süre bu sporu icra ediyorsun ve başarılı bir şekilde de yapıyorsun, üstüne ülkemizi orada temsil ediyorsun. Dolayısıyla birikmiş bir profesyonellik, birikim var orada. Gelecek planların nelerdir? Mesleki veya kariyer olarak neler düşünüyorsun? Mesela buz hokeyinde bu kadar başarılıyken yine bunun üstünden mi ilerleyeceksin yoksa farklı bir meslek dalı var mı aklında?
Tek bir yol seçeceğim demiyorum çünkü tek yola girmek beni biraz ürkütüyor diyeyim. Çok fazla şey yapmayı seviyorum ben yani hani buz hokeyinin yanında okuduğum derslere tabii ki ilgim var ama onların yanında başka hobilerim de var. Fazla yönlü bir insan olduğumu düşünüyorum ben. O yüzden tek bir yöne girmek beni korkutuyor ama şundan eminim; kesinlikle ve kesinlikle koçluk yapmak istiyorum buz hokeyinde ve mümkünse Türk milli takımlarında koçluk yapmak istiyorum ama Türk milli takımlarında koçluk yapmadan önce yurt dışında bir deneyimim olsun istiyorum.
Oradaki eğitimi iyice bitirmek istiyorsun yani.
Evet.
Peki şunu sorayım; ben hazırım dediğinde Türkiye’ye dönüp belki bir okul olur mu sence?
Ya okul büyük bir ihtimalle olmaz çünkü okul dönemini artık kapatmak istiyorum, uzun zamandır okuyorum, okuldayım.
Şunu soracağım; sen burada okul açmak ister miydin?
Buz Hokeyi okulu mu?
Evet. Hedefi yüksek tutalım, bir Türk kadınına bu yakışır.
Yani aslında bir buz hokeyi okulu açmak isterim ama ilgi olur mu buz hokeyine ondan çok emin değilim açık konuşayım ama kesinlikle ve kesinlikle antrenörlük yapmak isterim yani özellikle milli takımlarda çok isterim. Zaten hedeflerimden biri de bu; koçluk yapmak.
Peki Türkiye’den birkaç soru sormak istiyorum ama, Türkiye’den herhangi bir bilgin var mı? Buradaki spor dallarında buz hokeyinde neredeyiz? Veya şunu sorayım daha uygun olacaktır; biz Türkiye olarak buz hokeyinde, dünyada nerelerdeyiz? Hangi sıradayız?
Aslında bakarsanız şöyle; kadınlarımızın ortalaması erkeklerimize göre daha iyi. Bunu söyleyebilirim çünkü her sene Uluslararası Buz Hokeyi Federasyonu bir liste yayınlıyor ve o listede bakabiliyorsunuz takım ne kadar iyi yapmış vesaire diye diğer ülkelere kıyasla ve aslında kadınların ortalaması çok kötü değildi bu sene açık konuşayım yani ortalamadan birazcık daha düşük ve daha geçmiş senelerde daha aşağıdaydık. Yavaş yavaş çıkmaya başladık kademeleri. Erkekler kadınlara göre biraz daha düşük kademede ama onlarda eminim senelere göre çıkacaklardık yani çünkü bir gelişim süreci içerisinde buz hokeyi şu anda Türkiye’de.
Peki sence buz hokeyini en iyi erkekler mi oynuyor, kadınlar mı oynuyor?
Çağla Çelik- Ya tabi en iyi kim oynuyor diye bir şey diyemem ama yani bakıldığında kadınların başarısı daha fazla.
Sorumu düzelteyim çok özür diliyorum; taraftarı en çok olan takım yani kadın erkek olarak ayırırsak hangisinin daha çok taraftarı var?
Büyük ihtimalle erkeklerin var ama mesela çok başa baş giden kadın takımları var Türkiye’de buz hokeyi takımları ve mesela Silivrikapı Buz Pisti’nde oynanıyor İstanbul’da, ben İstanbulluyum diye orayı örnek veriyorum ve ben o maça gittiğimde oturacak yer bulamadığımı biliyorum yani davullar zurnalar yani çok böyle şey bir ortam. Yani evet erkeklerin final maçlarında olduğunda da böyle oluyor hani yer bulamıyorsun oturacak vesaire ama kadınlarda da oluyor aynı şey.
Liglerde ortalama kaç takım oynuyor?
Çağla Çelik- Çok değişiyor bu. Şu anda Türkiye ligine çok hakim olmadığım için emin değilim.
Kendi yaşadığın ülkeden örnek verebilirsin.
Yani benim oynadığım NCAA liginde konferans konferans ayrılıyor okullar, mesela güneyde bir okulsan güney konferansı oluyorsun, kuzeyde bir okulsan kuzey konferansı oluyorsun çünkü çok fazla takım var yani güneyle kuzey finalde oynuyor birbirleriyle. İlk önce güney konferansından çıkman gerekiyor, sonra kuzeyden çıkman gerekiyor vesaire böyle kuzey takımındaysan kuzeyden çıkman gerekiyor yani böyle işliyor ama benim konferansımda ben ortada bir okul olduğum için mid deniyor benim konferansıma. Mid konferansımızda bizim şu an 20’den fazla okul var. Her konferansta böyle işte bizim sağda konferans var, solda konferans var, aşağıda var diğer tarafta var falan konferanslar maç yapıyor kendi aralarında. Daha sonra konferansların bir tane kadını oluyor, onlar da diğer konferans kazananlarıyla maç yapıyor, finale çıkıyorlar vesaire. O yüzden böyle hani düşündüğümde aslında 100’den fazla takım var ama benim konferansımda 20 demek istiyorum ben.
Şimdi diğer sorum şu olsun ülkemize yine tekrar döneyim ; buz hokeyi sporunu ülkemiz benimser mi sence? Yani şu an az sayıda öğrenci vardır diye düşünüyorum totele vurduğumuzda ülke olarak. Buz hokeyinde bizim ilerlememiz için, şimdi sen yurt dışındasın orada belli bir deneyim kazandın, burada eksik olan neler var örneğin? Türkiye’de nelerin gelişmesiyle buz hokeyi de popülerliğini arttırır sence?
Ya bir kere ilk soruya cevap vereyim; Türk halkı kesinlikle ve kesinlikle buz hokeyini benimser çünkü hayli dinamik bir spor.
Sert.
Sert bir spor yani hani yüz üstünden bin benimser yani gerçekten benimseyeceğimiz bir spor ama yeterince sesimizin duyulmadığını düşünüyorum. Bir de yani neredeyse futbol artık bizim kültürümüzle iç içe geçmiş bir şey. Bunu değiştirmek çok zor ama ilk soruya cevap vereceksek evet kesinlikle benimser. İkinci soru da şu; ben gözlemlerimde şunu fark ettim ben bir kere burada atletsiniz ama bir atletten önce siz öncelikle bir insansınız. O yüzden sizin mental sağlığınıza çok daha fazla önem veriliyor Amerika’da ve Kanada’da da aynı şekilde. Ve fiziksel olarak sağlığımıza tabii ki de önem veriliyor ama mesela şöyle örnek vereyim; Türkiye’de buz hokeyi oynuyorsanız eğer çok fazla buz dışında bir şey yapmıyorsunuz. Yani aslında bir buz hokeycinin haftada 4 kere ya da 5 kere ağırlık kaldırması gerekiyor. Türkiye’de böyle bir koşul yok maalesef. Burada gün içerisinde biz bir ağırlık antrenmanı yapıyoruz, bir buz antrenmanı yapıyoruz. Tabii şu anda değil yaz olduğu için ama çünkü daha sezon başlamadı ama sezon başladığında genellikle durumlar böyle. Yani o yüzden birincisi mental diyeceğim; mental sağlığa daha az önem veriliyor maalesef Türkiye’de yani hani atletsen atletsin ama bazen gerçekten bir insan olduğumuz unutuluyor maalesef. İkincisi de tam olarak bir bilgi yok hani uzmanlaşma yok maalesef. Bu diyebilirim yani. Bir de tabii gelişim için buz pisti yapılması gerekiyor.
Buz pisti en önemli faktörlerden bir tanesi.
Çağla Çelik- Yani bir de uzman olması gerekiyor hani dediğim gibi buzun üzerinde uzman olan kişi, buz hokeyinde uzman olan kişi aynı zamanda spor salonunda ağırlık kaldırmada da uzman olacak diye bir şey söz konusu olamaz yani tabii ki de olabilir ama zor yani hem antrenörlük anlamında hem de fitness anlamında uzmanlık almak. Yani sporcular iki farklı antrenörle çalışmalı; bir buz üstünde, bir buz dışında farklı farklı antrenörlerle çalışmalı.
Peki Çağla şu an takım ne durumda? Önümüzde neler var? Var mı yakınlarda bir turnuva, yarışma katılacağın?
Çağla Çelik- Türk buz hokeyi diyoruz değil mi?
Tabii.
Çağla Çelik- Şimdi şöyle; geçen sene biz covidden biraz zaman önce ve covid zamanında dünya şampiyonasına gittik, 2020’de. İzlanda’ya gittik dünya şampiyonasına biz. Division 2 Grup B klasmanına. Orada 4. olduk.
Harika.
Çağla Çelik- Çok az bir farkla üçüncülüğü ve ikinciliği hatta birinciliği kaçırdık diyebilirim. Çok güzel bir turnuvaydı. O yüzden 2021’de şu anda hani belli bir şey yok oynayacak mıyız oynamayacak mıyız diye çünkü bizim klasmanımız dünya şampiyonasına oynayan son klasmandı ve durdu dünya şampiyonaları bizim klasmanımızdan sonra. Çünkü covid zirve yaptı diyeyim. Zaten biz İzlanda’ya gittiğimiz zaman maske takmıyorduk, İzlanda’dan dönerken hepimiz maskeliydik yani öyle diyeyim. Baya baya biz oradayken patladı covid.
İndiğinizde direkt maskeyle karşılaştınız.
Aynen öyle. Şimdi önümüzde October hangi ay oluyor bilmiyorum ama bundan birkaç ay sonra olimpiyat denemelerimiz olacak henüz ertelenmediyse çünkü ertelenmesi söz konusuydu maalesef onun da covidden dolayı. Ve 2020’de dünya şampiyonasına oynayacağımızı düşünmüyoruz şu anda çünkü dediğim gibi daha bizden sonraki klasmanlar oynamadı, bizim tekrar oynamamız çok adil olmaz. Ama olimpiyat elemeleri olacak Ekim’de. Bakalım o ertelenmezse artık önümüzde 2021 Dünya Şampiyonası var ve Kış Olimpiyat Denemeleri var.
Yani biz tamamen destekçiniz. Elimizden geldiğince ne yapılması gerekiyorsa medya olarak da, şahsım olarak da sana yardımcı olmaya her zaman varız, arkandayız. Bunu bilmeni istiyorum. Şimdiden o olimpiyatlarda da sana başarılar diliyorum ki muhtemelen olimpiyattan hemen önce tekrar bir röportajımız seninle olacaktır. Sana 2 sorum olacak. Onlardan bir tanesi olimpiyatlarla ilgili, bir tanesi de şimdi sen uzun süredir yurt dışında yaşıyorsun, tabii aramızda bir saat farkı var şu an saat daha 20.30’u gösterdiğinde Türkiye’de bu röportajı gerçekleştiriyoruz, senin yanında saat muhtemelen 12- 12.30 gibi bir şey. Değil mi?
Evet 12.30.
Şimdi bu saat farkı seni yordu mu bu süreçte? Sonuçta birden çok fazla iş yapıyorsun, hem okuyorsun hem okulunun takımındasın, ayriyetten milli takımda bizi yurt dışında temsil ediyorsun, yarışmalar var, yarışmalara hazırlanma süreci var ve benzeri gibi süreçler var. Bunlar seni yoruyordur zaten normal günde ama bir de buna ekstra saat farkı eklenince sanırım biraz daha zorlanıyorsundur diye düşünüyorum.
Ya saat farkı zor tabii ki. Özellikle jat lag denilen bir olay var maalesef ki, o jat lag beni bitiriyor tabii. Böyle uzak bir yere gittiğinizde hala o geldiğiniz lokasyonun saatinde yaşıyor oluyorsunuz. Yani gece olsa bile bulunduğunuz yerde, sizin daha önce bulunduğunuz yerde sabah olduğu için siz sabah gibi hareket ediyorsunuz yani sanki dışarıda güneş var, günlük güneşlik gibi. Halbuki dışarısı zifiri karanlık gece 3. Öyle hareket ediyorsunuz ve bu bazen zorlu oluyor tabii ki çünkü 2 seneden beri ben direkt olarak dünya şampiyonasına gidiyorum ve mesela İzlanda’da aramızda 5 saat ya da 4 saat bir fark vardı, çok zorlamamıştı beni ama ondan önceki sene Romanya’daydım mesela ve ben Amerika’dan uçmuştum ve Romanya Avrupa saat diliminde, Amerika bambaşka bir saat diliminde. O yüzden birazcık zor yani uykumu ayarlamakta biraz zorlanıyordum.
Şimdi alışabildin mi?
Çağla Çelik- Şimdi alışabildim. Mesela bu sene ilk önce Türk Milli Takımıyla kampa gittim birkaç gün. Birazcık Türkiye saat dilimine alıştım böyle 2-3 günde, daha sonra İzlanda’ya gittim hani bir de elemeden geçmemiz gerekiyordu vesaire. Bu sene birazcık daha kolaydı ama evet gerçekten Amerika’dan özellikle Avrupa’daysa turnuvalar birazcık zor oluyor saat dilimini ayarlamak.
Şimdi Çağla elemeler demişken sen direkt 2. soruma da geçeyim ben. Bir eleme olacak sanırım değil mi olimpiyattan önce ?
Evet.
Hazırlık sürecin nasıl? Neler yapıyorsun? Şu an hazırlanıyor musun?
Evet yani şöyle hazırlanıyorum ben tabii ki hazırlanıyorum çünkü yani olimpiyatlara gitmek her sporcunun hayali. Ben bundan 4 sene önce Kanada’da oynuyordum ve beni Kanada takımı bırakmamıştı Olimpiyatlara gitmem için. O yüzden gidememiştim olimpiyatlara 18 yaşımdayken. O yüzden bu sene hayli hayli gitmek istiyorum tabii ki de ilk senemi kaçırdığım için. Yani genel olarak spor salonunda antrenman yapıyorum ben, ağırlık kaldırıyorum. Onun dışında şu anda Chicago’da olduğum için Chicago’da kendime bir tane takım buldum, onlarla beraber antrenman yapıyoruz. Genellikle profesyonel oyuncularla çalışıyoruz. Buzda çok kayma imkanım olmuyor onlarla ama buz dışında çalışıyorum. Onun dışında kendim buza gidip şut ve pak, (pak oynadığımız o topun adı oluyor) ve sopa tekniği çalışıyorum biraz.
Peki hani buz üzerinde çalışma yapmıyorum dedin de şimdi yaptığın o çalışmalar, hareketler yine sana yeterli bir antrenman verimi yaratıyor mu?
Yok buz üstünde çalışma yapıyorum ama buz üzerinde o takımla çalışma yapmıyorum çünkü benim oynadığım takım başka ve NCAA sporcusu olduğunuz için başka bir takımla maça çıkmanız vesaire yasak aslında. O yüzden onlara buz üzerinde çok antrenman yapamıyorum yani çıktım aslında onlarla buz üzerinde antrenmanlara, maç oynamadım. Çünkü dediğim gibi legal değil yani NCAA sizi istemiyor ve atıyor sizi. Bir senenizi alıyor yani oynayamazsınız NCAA’de diyor. O yüzden onlarla maça çıkmıyorum ama onlarla birkaç kere buz üstünde antrenman yaptığım oldu genellikle salı ve perşembeleri, mesela birkaç saat sonra da gideceğim o antrenmana da. Salı, perşembeleri ağırlık kaldırma, koşu, dynamic vesaire yapıyoruz bir antrenör eşliğinde. O şekilde. Ben kendi buz antrenmanımı kendim yapıyorum dediğim gibi çünkü başak bir takımla oynamam pek doğru değil NCAA kurallarına göre. O şekilde.
Anladım. Çağla şimdi seni burada ilk defa bizler sayesinde tanıyacaklar olanlar vardır, seninle yaptığımız bu röportajla beraber ilk defa buz hokeyiyle ilgili bilgi almış olacak insanlar vardır. Son cümlelerin neler olur buz hokeyi hakkında? Seni sevenlere ve bizi izleyenlere, podcast yayınından bizi dinleyenlere de neler söylemek istersin? Son sözlerini alalım.
Yani buz hokeyiyle çok ilgili olur mu bilmiyorum ama ben şunu demek istiyorum; gerçekten hayallerinizin peşinden gidin ve bir şeye inanıyorsanız onun ucunu bırakmayın diyebilirim ve buz hokeyi sporcusu olarak da gerçekten çok yetenekli sporcularımız var, alttan gelen çok yetenekli sporcularımız var, küçük sporcularımız, hatta orta yaş sporcularımız var. Yani olabildiğince destek bekliyoruz ve istiyoruz. O yüzden hani haftada 6 kez futbol izliyorlarsa 1 kez de bizi izlerlerse çok mutlu oluruz bize bir şans verirlerse kendimizi tanıtma amaçlı. Bu şekilde.
Çağla biz Europe World Spor olarak misyon ve vizyonumuz birçok haber sitelerinden çok daha farklı. Bizim kuruluş amacımız ülkede spor denince akla ilk gelen futbolsa, diğer sporları da futbol kadar öne çıkarmak. Yani bir buz hokeyi olur, bir eskrim olur, bir pentatlon olur ve benzeri gibi birçok sporlar ne yazık ki ülkemizde futbolun daha ağır basmasından dolayı bunlar geride kalıyor. Dolayısıyla senin gibi başarılı sporcuları konuk alarak hem sporcuyu hem de spor branşını bu şekilde tanıtmaya vesile oluyoruz. İzleyenler, dinleyenler mutlaka bir şey kapmıştır diye düşünüyorum. Seni bir kez daha Europe World Spor- Tr ‘de konuk aldığımız için ben çok mutluyum, çok teşekkür ediyorum. Keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.
RÖPORTAJ :MEHMET EFE DİNÇ
KONUK: ÇAĞLA ÇELİK